Ergenlik; fiziksel ve ruhsal değişimin en hızlı olduğu, bu fiziksel ve hormonal değişimin bireyi etkilediği, ruhsal karmaşanın da bu etkilenme sonucu en üst seviyede olduğu gelişimin önemli bir dönemidir. Bu dönemde ergen bedensel olarak değişimlere adapte olmaya çalışırken cinsel kimliğiyle ve sosyal rolüyle artık yetişkin olmaya ilk adımları atmıştır. Yetişkin olmak bir birey olarak kendisine özgü bir kimlik ve kişilik geliştirmek demektir. Artık ne çocuktur nede gerçek bir yetişkin. İşte bu belirsizlikle ergen olası bir çok sorunla ve soruyla karşı karşıyadır.
Tam da bu noktada ergen anlaşılmaya en çok ihtiyaç duyduğu dönemi yaşamaktadır. Endişelenen ebeveynlerle, otoritesini hissettiren öğretmenlerle, karşı cinsten etkilendiği diğer ergenlerle baş etmek durumunda kalacak, bir gruba ait olmaya yönelik girişimlerde bulunacak, bir ideolojik görüş seçme zorunluluğu hissedecek ve adapte olmaya çalıştığı fiziksel değişimlerle baş etmek durumunda kalacaktır. Kendilik tasarımı yani ben kimim, neyim, nasıl bir insanım, ne olmalıyım nasıl olmalıyım gibi bir sürü soru işareti, yüzümdeki sivilceler iyileşecek mi, aşık olduğum kişide beni sevecek mi, boyum diğer arkadaşlarımdan biraz kısa mı gibi ruhsal ve bedensel kaygılar içinde boğulacaktır. Ve sadece anlaşılmaya ihtiyaç duyacaktır.
Peki çevre tarafından asi, isyankar, laf söz dinlemez ve iyice agresif ve inatçı olduğu vurgulanan, bu nedenlerle sürekli çatışılan ergenin gerçekten ihtiyaç duyduğu ve anlaşılması gereken süreçleri nelerdir? Bu süreçler şu şekilde sıralanabilir:
a)Bağımsız, özerk olduğunu hissetme: Bu süreç diğerlerinden ayrı ve bağımsız bir kimlik oluşturma çabasını içerir. Burada dikkat edilmesi gereken en hassas konu, ergenin bu kimliği edinme girişimlerinin içeriğinin ebeveynler tarafından endişe duyularak karşılanmasıdır. Burada otoriteye karşı gelme temel davranış şeklidir. Başkaldırıyor olmak özerk olabilmenin ilk adımıdır ergene göre. Burada baş kaldırının içeriğinin önemi yoktur, her türlü formda otoriteye karşı gelme davranışı sergilenebilir. Bu, endişelenecek bir durum değildir. Saygısızlık olarak değerlendirilmemeli, inadına yapıyor gibi düşünülmemelidir. Ergenin başkaldırma ve karşı gelme tutumu anlayışla karşılanmalıdır. Ergen özerk ve bağımsız bir birey olduğunu bu şekilde hissedebilir. Bu noktada engellenen ergenler bağımsız özerk bir kimlik geliştiremeyeceklerdir. Alay edilen, anlayışla karşılanamayan, düşünceleri ve girişimleri anlaşılamayan, hatta asi tutumundan dolayı şiddetle cezalandırılan ergen özerk bir kimlik geliştirme şansını kaybetmiş olacaktır. Yetişkin olduğunda kendini ifade edemeyen, toplumda suskun kalan ve bağımlı bir kişilik örüntüsüne sahip bir birey olacaktır.
b) Amaç edinebilme: Amaç edinme sürecinde ergen kendine amaçlar belirler. Bu amaçlar gelecekte olmak istediği kişiyle ilgili temel yapı taşlarının oluşturulması sürecinde deneme yanılma yöntemi gibi de düşünülebilir. Önemli olan bir amaç edinme, bu amaca yönelebilme ve uygulayabilme yetisinin kazanılabilmesidir. Amaçların içeriğinin önemi yoktur. Çok iyi eğitimli bir ailenin çocuğu okumak istemediğini, simit satarak hayatını kazanabileceğini söyleyebilir. Burada ergen otoritenin istemediği bir kimliğe bürünerek hem otoriteye karşı gelme hem de bir amaca yönelme davranışıyla iki ihtiyacını aynı anda karşılamayı seçebilir. Bu noktada belirli rollere soyunan ergenin durumu endişeyle karşılanmamalıdır. Seçilen amaçlar kalıcı olacak demek değildir, bunlar gerçekçi olmayan saçma sapan, imkansız amaçlar olabilir, ama ergenin amaç edinme sürecini besleyecek girişimlerdir. Bu tür girişimlerin endişeyle karşılanmaması gelecekte amaç edinmesi için ön çalışma olarak kabul edilmesi gerekmektedir.
c)Sırdaş edinme: Ergen için sırdaş edinme bu dönemde hayati bir önem taşır. Çevresinde bir çok arkadaşı olabilir ancak sırdaşı olması farklı bir durumdur. Gelecekte sağlam dostlukların kurulma formatı da bu şekilde atılır. Yine aynı şekilde verilen sırların alınan sırlarının içeriğinin önemi yoktur. Hatta paylaşılan sırlar sanal olarak oluşturulmuş sırlar bile olabilir, hoşlanılan bir kız arkadaşla ilgili ya da ortak bir düşmanla ilgili sırlar olabilir ancak bu sırların hayati önemi vardır. Ders çalışma bahanesiyle kaçamak yapılıp bir başka yerde vakit geçirilebilir. Burada ergen mikro dünyasına sırdaşları hariç kimseyi dahil etmek istemez, bir ergenden sırdaşı hakkında bilgi almak oldukça zordur, sırlarına ihanet edenlerde grup yada ergen tarafından dışlanırlar.
d)Karşı cinsle ilişki kurma ve beğenilme: Cinsel kimliğin netleştiği bu dönemde karşı cinse iletişim kurma ve beğenilme ön plana çıkar. Karşı cinsle iletişim kurmaya yönelik girişimleri desteklenmelidir. Özellikle bizim gibi ülkelerde bu durum yine ebeveynler tarafından endişe ile karşılanmakta, iletişim kurma çabası erken yaşta gözü açılma gibi yorumlanmakta ve ketlenmektedir. Ergen bu dönemde mümkün olduğunca açık bir biçimde olmasa da desteklenmeli, asla suçlanmamalıdır. Bu dönemde beğenilme teşebbüsleri başarısızlıkla sonuçlanırsa ergen ileriki yaşamında ilişki sorunları, evlilik problemleri ve değersizlik hissi yaşayabilir.
e)Lider olabilme ve bir lidere bağlanma: Ergen bu dönemde bir lidere bağlanma ve lider olma özelliklerini geliştirmeye yönelik ilk girişimlerinde bulunur. Arkadaş grubu içinde yetenekli olduğu bir özelliğini sergileyerek liderlik yapabilir, yada lider olan bir kişiye bağlılık geliştirebilir. Bu tip girişimler otorite olarak gördüğü kişiler tarafından desteklenmelidir. Burada özgüven duygusu geliştiği gibi sorumluluk alma ve sorumluluk duyma duyguları gelişir.
f)İdeolojik bir bakış açısı ve dünya görüşü oluşturma: Ergen dünyayı anlamlandırmak, kendisini boşluktan kurtarmak, sınırlarını belirlemek ve varoluşunu anlamlandırmak üzere bir ideolojiye bağlanma ya da bir ideolojik görüş oluşturma ihtiyacı duyar. Burada yine ideolojinin içeriğinin önemi yoktur. Bir ihtiyaca yönelik bir ideolojiye inanma durumu söz konusudur. Ergen bu dönemde katı bir biçimde solcu, sağcı, ataist ya da aşırı dindar olma gibi ideolojilere yönelebilir. Bu çaba tamamen dünyaya anlam kazandırmaya yöneliktir. Yine burada ebeveynler ve otorite sayılan kişiler ergenin ideolojik savunmalarıyla ve inançlarıyla ilgili endişelenip paniğe kapılırlar. Bu noktada da paniğe kapılmadan ergenin önü açılmalı, desteklenmeli, kimlik oluşturma yönünde cesaretlendirilmelidir.
Ergenlik bütün bahsettiğimiz bu süreçlerin toplamıdır. Ergenlik her şeyin bilinçli olarak inadına yapıldığı, özellikle ebeveyne ve otorite figürlerine karşı gösterilen saygısız davranışlar toplamı değil, kişiliğin gelişiminin en önemli dönemidir. Bu gerçeği yadsımadan ergenlere gerekli desteğin verilmesi, ketlenmeden gelişimlerinin desteklenmesi gerekmektedir. Sağlıklı bir nesil için sağlıklı yetişkinler, sağlıklı yetişkinler için gelişimlerine saygı duyulan ve desteklenen ergenlere ihtiyaç vardır. Yetişkinler olarak bizlerin kendi ergenlik dönemimizi hatırlayıp biraz empati yapabilmemiz yeterli olacaktır.
Psk.Nur GEZEK